11 Ekim 2011 Salı

Ekonominin Genel Durumu


Bu yazıyı ele aldığım sıralarda rekor üstüne rekor kıran, enflasyonu en düşük düzeyde bütçe açığını sıfır, denk bir halde tutmuş ve üstüne üstük dünyada büyüme de rekor kırmış bir ekonomiden ( Türkiye Ekonomisi) bahsettiğimi belirtmek isterim… Yıllarca bize öğretilen, ceteris paribus, farklı faktörler arasında ilişki olduğunu ve makro ekonominin bir birinden etkilendiğiydi teorik olarak…
Burada bu teorik bağlantıları kurarak ne kadar işlediğini ya da ekonomi politik kararların ne kadar doğru verildiğini ve sonuçlarının değerlendirmesini yapacağız…
Bu yazıyı ele aldığım sıralarda rekor üstüne rekor kıran, enflasyonu en düşük düzeyde bütçe açığını sıfır, denk bir halde tutmuş ve üstüne üstük dünyada büyüme de rekor kırmış bir ekonomiden ( Türkiye Ekonomisi) bahsettiğimi belirtmek isterim… Yıllarca bize öğretilen, ceteris paribus, farklı faktörler arasında ilişki olduğunu ve makro ekonominin bir birinden etkilendiğiydi teorik olarak…
Burada bu teorik bağlantıları kurarak ne kadar işlediğini ya da ekonomi politik kararların ne kadar doğru verildiğini ve sonuçlarının değerlendirmesini yapacağız…

Döviz Kurları
Bir ülkenin yaptığı mal ticaretine, dış ülkelerden aldığı-verdiği borç miktarına ya da plasman yatırım araçlarına gelen sıcak para dediğimiz kişiler ile yapılan fiziki yatırımların getirdiği ve ya ülkeden götürdüğü döviz miktarına bağlı olarak arz-talep mekanizması ile oluşan fiyat döviz kuru olarak tanımlarsak; aşağıdaki tablodan şöyle bir rakamlara baktığımız zaman:
USD07/07/2010 -07/07/2011

TarihYTL
2011/061,6031
2011/051,5751
2011/041,5219
2011/031,5798
2011/021,5902
2011/011,5643
2010/121,5221
2010/111,4403
2010/101,4246
2010/091,4922
2010/081,5097
2010/071,5406
dolar için geçen yılın(2010) temmuz ayından başlayarak aralık ayına kadar bir düşme trendi gösterdiğini net olarak görebiliyoruz.. peki ne oldu da döviz azalma eğilimine girdi? Ödemeler dengesine baktığımız zaman ilk olarak ithalat ihracat farkını gösteren cari işlemler açığının 2010 yılında 2009 yılına göre yüzde  247 arttığını yani giren yüz dolara karşılık 247 dolar dışarı çıktığını gördük onun aksine bu açığın finansmanı olan sıcak para yani sermaye finans hesabında ise yüzde 507 lik bir artış bulunmakta buda sıcak paranın içeri çok fazla geldiğini ve artan dövizin düşüşünün birinci kaynaklarından…
Ardından dövize baktığımızda ocak 2011 den temmuz ayına kadar ise kurlarda bir yükselme meydana gelmiş. Bunun arkasında Mevsimsel dalgalanmaların temel etkisi olmasının yanı sıra borsada meydana gelen düşüşler ve seçimler öncesi istikrarsızlık korkusu sıcak parayı dışarı kaçırmaya yönelmiş üstüne artan ithalat ve dış açıka bağlı olarak ihtiyaç duyulan döviz ve merkez bankasının geciken müdahalesi döviz artışını engelleyememiştir.
Enflasyon
Sürekli artan enflasyon yıllar boyunca ülkenin tek derdi, tek tartışma konusu olmuştu. Bunun üzerine de MB tek hedef olarak enflasyonu yani fiyat istikrarını belirledi diğer kalemler ise amaç olmaktan çıkıp enflasyon hedeflemesi için araç olmaya başladı… Bu karar alındığı günden beri enflasyon düşsede hiç bir zaman hedefi tutturamadığımızı hatırlatalım.
DönemiTÜFE-Oniki Aylık Ortalamalara Göre Değişim(%)ÜFE-Oniki Aylık Ortalamalara Göre Değişim(%)
Haziran 20116.479.42
Mayıs 20116.649.21
Nisan 20116.799.17
Mart 20117.299.36
Şubat 20117.769.23
Ocak 20118.288.89
Aralık 20108.578.52
Kasım 20108.598.27
Ekim 20108.457.71
Eylül 20108.166.89
Ağustos 20107.836.18
Temmuz 20107.595.33
Haziran 20107.414.30
Yukarıdaki tabloda da hem Tefe hem de Üfe deki aylık değişim gösterilmiş ilginçtir biri artarken diğeri azalmaktadır. Bu da Üfe’deki artış ya da azalışı tefe ye yansıtmadığını bunun en temel nedeni olarak ta serbest piyasada ki rekabetten ve düşük ücretlerden olduğunu söyleyebiliriz ki ülkemizde asgari ücret geçim düzeyinden düşüktür..
enflasyon-döviz-dış açık
Döviz verilerine ve enflasyona aynı tabloda bakarsak dövizin arttığı dönemlerde enflasyonun düştüğünü görmekteyiz. Bu nedenle son aylarda düşen enflasyonun nedenini sadece artan dövize fiyatına bağlayarakta kestirebiliriz… Enflasyon Rekor kırıp en düşük seviyeyi görürken dolarda rekor ile en yüksek seviyelerden birini görmektedir.. Peki iyi ama enflasyon yani benim ülkemin mal ve fiyatlarıyla doların ne alakası var diye sorarsak cevabımız enflasyon içerisinde bol miktarda ithal mal olduğundandır… Artan döviz TL yi değersiz hale getirmesinden dolayı ithalat mallarımızın çoğunun üretim ve ara malı olduğunu düşünürsek UFE  nin bu denli yüksek olmasının nedenidir. Ayrıca enerjimizin çoğu ham olarak dışardan ithal edilmektedir. doğal gaz, petrol…
Yıl boyunca, enflasyondaki artışın en büyük kaynağı alkollü içecekler ve tütün grubundaki artış olmuştur. Bir önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında endeksteki en büyük yükseliş %24,66 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşmiştir. Lokanta ve oteller (%9,76), gıda ve alkolsüz içecekler (%7,02) ve ulaştırma (%6,78) artışın yüksek olduğu diğer harcama gruplarıdır.
2010 yılı Aralık ayında endekste kapsanan 446 maddeden; 74 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 225 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 147 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşmiştir. hazine.gov.tr
Enflasyonun düşük olması  ve ihracatımıza teşviklerin yeterli olmaması, ithalata merkez bankasının zorunlu karşılıklardan başka bir çözümü olmaması daha doğrusu zorunlu olduğumuz ithal mallardan dolayı her ay artarak artan cari açık ,rekor kırdığımız büyümenin belkide temel kaynağı, enflasyonun düşük olmasına rağmen dövizlere müdahele edilmezse ki mb döviz alım ihalesi yapacağını açıkladı gelecek aylarda bir rekor da dış ticaret açığından gelecektir..
Efraim Yağarkar, Temmuz 2011
Kaynak: hazine.gov.tr tuik.gov.tr tcmb.gov.tr neo-ekonomi.com

0 yorum:

Yorum Gönder

 

>>>yağarkar.... Copyright © 2009 Community is Designed by Bie Blogger Template